ÇİMİ KÖYÜNE HOŞ GELDİNİZ!!!
  KULLAN(MA)DIĞIMIZ EŞYALARIMIZ
 
Burada kullandığımız eşyalarımızı tanıtacağız. İlerideki aşamada bu eşyalerı belgelemeye (fotograf), hatta mümkün olursa köyde açacağımız bir müzede sergilemek istiyorum. Mutafa BENGİ

 

 

Kile       :Bilhassa bakliyat ölçümünde kullanılır.

On litre su hacmindedir. Buğday olarak yaklaşık sekiz kg gelir.

Gram     :Kilenin yarısı kadardır.

Havai     :Bir teneke karşılığıdır.

Okka      :1283 gr ağırlığındadır.

Hendese: Uzunluk ölçüsüdür.

Kantar   : Köylerimizde el yapımı teraziler.  Okka esası üzerinedir.

Ambar:  köydeki evlerimizde kuru gıdayı yıl boyunca saklamak için yüklüklerin alt kısmına yapılan depo.

Bal demiri: Top kovanlarda balı çekmeye yarayan yassı, demir çubuk.

Bal tası: Bakırdan il işçiliği ile bal koymak için özel yapılır.

Boyunduruk: Kara sabanla tarla sürerken öküzlerin boynuna geçirilen yuvarlak halka.

Buracak: Yünü iplik haline getiren basit alet.

Burma:

Civcir   : Küçükbaş hayvan derisinden yapılır. İçine ayran konur.

Çark: pamuğu ipliğe çeviren alet.

Çan: Küçükbaş hayvanların boynuna takılan  ses çıkaran alet:

Çıkrık: Pamuğu tohumundan ayırmaya yarayan alet.

Çukur: Bez dokuma tezgahı

Çul: Keçi kılından yapılan bir nevi kilim. Çadır niyetine ve yaygı olarak kullanılır.

Davlumbaz: Eskiden evlerin her odasında bulunan ocakların üst kısmı.

Dibek: Demirden ya da ahşaptan yapılan içinde baharat dövmeye yarayan bir çeşit derin tas.

Dibek eli: Baharat dövmeye yarayan demirden yapılan alet. Bir çeşit tokmak. 

Dibek taşı: Dibeğin taştan yapılanılışa denir.Taş oval olarak oyulur. İçinde tarhanalık Tokmakla  buğday dövülür. Taşın içinin derinliği  ve çapı yaklaşık 40 cm boyundadır.

Dirgen :Harmanlarda  düven sürme işi bittikten sonra malama dediğimiz karışım bir araya toplanır.Bugünkü yemeklerde kullandığımız  uzun saplı bir çatala benzeyen dirgen yardımı ile malama (saman buğdayın ayrılmadan önceki karışım hali) havaya atılır. Rüzgarın yardımı ile saman ileri savrulur. Buğday aynı yere düşer. Böylece dirgen ve beden gücü yardımıyla samanla buğday ayrılmış olur.

Döndüremeç: Ekmek yaparken sacın üzerindeki ekmeği çevirmeye yarayan ince tahta.

Duran: Topraktan yapılır. Küp gibidir Ayran yapmaya yayar.. Ağız genişliği 15/20 cm dir. Gövdesinde ufak bir delik vardır. Buradan  ince bir çubukla ayranın olup olmadığı anlaşılır.

Düven: Makinenin olmadığı zamanlarda öküz veya at gibi çekicilerin yardımıyla (Köyümüze ilk olarak traktör ve patoz 1969 da gelmiştir.) ekini ezerek  samanla buğdayı ayıran alet.

El değirmeni: Değirmene gidilemediği zamanlarda tada tarhanalık buğday dövüleceğinde kullanılan şimdiki otomobil tekeri büyüklüğünde iki taştan oluşan değirmendir. Taşların bir yere konulur. Diğeri üzerine yatırılır.  Diğeri üzerine konulur.Üsteki  taşın ortası deliktir. Kenar kısmında da taşa çakılmış bir sopa vardır. Elle sopadan tutularak üsteki  sürekli aynı yöne çevrilir.Taşın ortasındaki delikten elle buğday atılır.İki taşın arasına giren buğday kırılarak bulgur şekline gelir.

Elek: Un elemeye yarar.telden yapılır ince delikli bir eleme aleti.

Eleme:İpliği ayırmaya yarayan basit bir alet.

Eşek: Ocaklarda ateş yakarken sacın altına konulan üç ayaklı demirden bir alet.

Falak: Dahili kapıların (oda kapılarının) açılıp kapanmasında kullanılan sistem.

Fişek:Keçi derisinden yapılan tulumda (tuluk da denir) ayran yaymada kullanılan ahşap alet. 20-25 cm çapında  yuvarlak  ve delikli bir tahtaya 120-150 cm boyunda ağaç sap geçirilir.

Gem: Atların ağzına ve boynuna takılan yular.

Goraş: Evlerdeki odalardaki ocakların üst kısmına ufak eşya koymak için yapılan yar.

Güğüm: Bakırdan yapılır. Su kabıdır.

Hamam: Evlerin her odasında bulunan yüklüğe bitişik yıkanma yeri.

Haranı: Yaklaşık on litre su alan küçük kazan.

Holus: Nohudu elemeye yarayan delikli elek.

İbrik    :Bakırdan yapılır. Su kabıdır. Suyun ibrikten dökülmesi için gövdeye bağlı bakır boru vardır.

İlavutta: Pamuğu yabancı maddelerden ayırmak (temizlemek) için yarım yay şeklinde bir çubuk ve çubuğun iki ucuna bağlanan küçükbaş hayvan bağırsağından yapılan kiriş geçirilir.

Kapı eli: Evlerin hayat kapısında el şeklinde demir ya da bakırdan yapılan el şeklindeki alet. Kapıya bağlıdır. Elle kapıya vurularak çıkarılan sesle ev sahibine haber verilir. Şimdiki kapı zillerinin işlevini yerine getirirdi.

Karasaban: Köyümüzde ağaçtan yapılan tarlayı ekmeye yarayan bir ilkel alet. Bir ucu öküz ya da atların boyunduruğuna bağlanır bir ucu ile toprak sürülür. Sabanın bir ucu ilede ekim kontrol edilir.

Kalbur: Buğday elemeye yarar.

Keşik: Köylülerimizin günlük elde ettiği sütü komşusu ile değişmesi. Köyde Küçükbaş ya da büyükbaş hayvan az olursa çoban tutulmaz. Mal sahipleri sırayla hayvanları otlatmaya gider.

Kırba : Küçükbaş hayvan derisinden yapılır.Dışı toprakla sıvanır.İçine su konur.

Kilim:Keçi kılından yapılan sergi. Şimdiki geometrik desenli halı.

Kisiren: Senit yada oklavadaki kalan hamuru sıyırmaya yarayan alet.

Kolon: Binek veya yük hayvanlarının üzerine geçirilen semeri hayvanın beline bağlanman enli ip.

Külünk  :Bugün balyoz denilen taş kırmaya yarayan büyük çekiç.

Küp:Topraktan yapılır.Toprak testinin  ortalama on kat büyüğüdür. Saplı sapsız olabilir. Ağzı geniştir. İçine pekmez, bulgur, turşu gibi yiyecek konur

Kürsü:  Bugün taş kırmaya yarayan yaklaşık 150 cm. uzunluğunda, 3 cm çapında bir ucu sivri yuvarlak bir demir.

Maşrapa: Saplı su bardağı. Genellikle bakırdan yapılır.

Musandıra:Odalardaki yüklük ve hamam tabir edilen kısımların üzerinde bırakılan yaklaşık 30 cm. yüksekliğindeki boşluk. Eşya koymaya yarar.

Pekmez kazanı: Büyük kazan.yaklaşık yüz litre su alır.

Sahın   :Yemek kabıdır. Bakırdan yapılır.

Sayacak: ocaklarda tencerelerin altına konan üç ayaklı demir alet.

Semer:At, katır ve eşekleri üzerine konulan bir şey. Semer hayvanın belini sarar. Semerin üzerine binilir veya yük sarılır.

Senit: Üç yada dört ayaklı geniş düz tahta. Üzerinde yufka açılır.
           Sinne: Semerlere takılan ip bu iple odun gibi yükler semere tutturulur.

Sürgü: Tarla ekildikten spora. Toprağı düzlemek için yapılan alet.

Şapşak: Arazilerdeki çeşme başlarına bırakılan ağaçtan yapılan su kabı

Şavk:  bir  zam fanus içine gazyağı konur onun içine bir fitil(bez) konur fitilin bir kısmı dışarı çıkarılarak yakılır. Bu küçük alev etrafı aydınlatır.

Şırane: Evlerin damlarında ulunan küçük havuz .İçine üzün konularak, burada ezilir.Havuzun dibindeki delikten önündeki daha küçük iki havuz daha olur. Şıra burada birikir. Sıra burada mayalanarak. Kaynatılmak üzere pekmez kazanlarına alınır.
          Oklava: Hamuru meleksi şekline getirdikten sonra onu yufka haline getiren silindir tahta.

Övendire: Çiftçilerin hayvanları harekete geçirmek için kullandığı sopa.

Tokmak:Dibek taşında buğday dövmede kullanılan ağaçtan yapılan alet. Çekiç şeklinde olan tokmağın sapı 70-80 cm boyunda baş kısmı da 70-80 cm uzunluğundadır.

Tuluk:Keçi derisinden yapılan ayran yapmaya yarayan alet.Keçi kesilirken tulum çıkartılır. Tulumun boyun kısmı sıkıca dikilir. Ön ayaklarından bir tanesi de dikilir. Diğeri iple boğum yapılır. Tulumu arka kısmı açık olur. Arka ayak kısımları uzun tutulur. Ayran yayılacağında uygun yere üç adet yaklaşık 2-2,5 m. Boyunda ağaçtan kesilmiş odunların (direk de diyebiliriz) uç kısmı iple bağlanır. Diğer uçları açılır. Yere dikilir. Direklerin 2 m yukarısına tulumun uzun bırakılan arka ayakları iple bağlanır. Tulumun bir kısmı iyice açılmış olur. Tuluğa  yoğurt  ve yeteri kadar su dökülerek yağ elde etmek amacı ile yayık yapılır.

Tuz taşı: Küçükbaş ya da büyükbaş  hayvanların tuz ihtiyacını gidermek için  genellikle evlerin avlu kısmında bulunan üzeri düz büyükçe bir taş bulunur.Bu taşa tuz dökülür. Bu taşa tuz taşı denir. Bu her evde olur.

Yaba: Harmanda kullanılır. Bir buçuk metre uzunluğunda bir ucu çatal şeklinde bir alet. Düven sürerken ekinler(saplar) karıştırılır.

Yağdanlık: Şavkın bir çeşidi. Lambanın ilkel hali.

Yular: At gibi yük ve koşu hayvanlarının başına bağlanır. Kontrol etmek için.

Yüklük: Köy evlerinde odalarda yatak yorgan gibi koymak için yapılan bölüm. Yülük iki kısımdan meydana gelir. Alt kısmına zahire konur.(ambar denir) Üst kısmına yatak yorgan gibi eşyalar konur.

Not: Öğretmen Nuri Akgül’ün Çimi’nin Özet Tarihi kitabından kısmen yararlanılmıştır.

 
  Bugün 9 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol